netteki eviniz......
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
netteki eviniz......

kasabamız, sosyal, kültür ve siyaset


Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Sevdiğinin Duygusuz Olduğundan Yakınanlara Bir Hikaye!!..

2 posters

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

aybüke

aybüke





Sabah uyandığında midesinde bir yanma hissetti.


Yanmanın nedeni aksam yedikleri değil uyanır uyanmaz bugün


yapacaklarının aklına gelmesiydi.


Bugün 2 yıldır götürmeye çalıştığı bir birlikteliği bitirecekti.


Aslında bunu yapmakta geç bile kalmıştı.


Bitmeli dedi içinden her gün bu tatsız uyanış bitmeli.’


Genç adam bunları düşünürken suratı şekilden sekile giriyordu.


Süratle giyinerek dışarı çıktı.


Bugüne kadar hiç bekletmemişti onu simdi de bekletmemeliydi.


İstanbul soğuk ve yağmurlu bir Nisan ayı yasıyordu.


Genç adam gökyüzüne bakarak iç geçirdi; ’Bulutlar bizim

yasayacaklarımızı biliyor. onlar bile ağlıyor halimize...’




BULUSMA VAKTI...


Artık Kadıköy iskelesindeydi. Birkaç dakikalık beklemeden sonra

karsıdan kız arkadaşının geldiğini gördü.




Simdi midesindeki ağrı daha da artmıştı. Beşiktaş’a geçtiler. Yolculuk

sırasında hiç konuşmadılar.




Genç kızsevgilisinin bu durgunluğuna anlam verememişti.


Nereden bilecekti bugün ayrılık çanlarının çalacağını...


Beşiktaş’a geldiklerinde bir cafe de
oturdular.




Genç kız anlamıştı sevgilisinin kendisine bir şey söylemek istediğini.





’Bana bir şey mi söylemek istiyorsun’ diye sordu. Genç ad*** gözlerini

kaçırarak ’Evet’ dedi.




Genç kız heyecanlanmıştı biraz da sinirlenerek ’Söylesene ne diye

bekliyorsun’ dedi.




Genç adam içini çektikten sonra ’Sence biz nereye kadar gideceğiz?’

diye sordu.




Genç kız ’Bunu sorma gereğini niye duydun?’ diye yanıt verdi.


Genç adam söze başladı...


’’Birkaç ay önce aksam 23:00 civarında sana telefon açıp senin için

yazdığım şiiri okumak istemiştim.




Sen bana ’Sırası mi simdi canim yaa isin gücün yok mu?’ demiştin.

Biliyor musun o an nakavt olan bir boksör gibi




hissettim kendimi.


Özür dileyip telefonu kapatmıştım.


Daha sonra da bu şiiri benden hiç istememiştin.


Geçenlerde hasta olup yataklara düştüğümde arkadaşlarımla birlikte sen

de gelmiş Meralin ’Sen şanslısın sevgilin sana bakar’ sözüne ’İşim

yok da sana mi bakacağım annen baksın’ demiştin.




Hatırladın mı?’’


DUYGUSALLIGI SEVMEM...


Genç kız ’Biliyorsun ben duygusallığı sevmiyorum.


Hem hasta bakici gibi göründüğümü de kimse söyleyemez’ diye


yanıtladı. Genç adam güldü ’Evet canim haklisin.


Zaten olmak istesen de bu kalbi taşıdığın sürece hasta bakici hemşire

falan olamazsın.




’ Genç adam devam etti...


’Bana şimdiye kadar kaç kere sabahın erken saatlerinde güzel

sözcüklerden oluşan bir mesaj çektin? Hiç...




Hatta günün hiçbir saatinde çekmedin.


Duygusallığı sevmeyebilirsin.


Ama sen seni seven insanları da mutlu etmeyi sevmiyorsun.


Halbuki ben senin tam tersine kendimden çok insanları mutlu etmeyi

seviyorum.




Seni tanıdığımdan beri her sabah her aksam her gece yani seni andığım

her saat tatlı bir mesajım vardı senin için




biliyor musun? Seninle ben AKLA KARA gibiyiz.


’ Genç kız anlamıştı ’Yani ne istiyorsun benden sair olmamı mı?


’ Genç adam tekrar gülümsedi içinden.


Dün gece verdiği ayrılık kararının ne kadar doğru olduğunu düşündü.

’Hayır’ dedi ’Sair olmanı istemiyorum.




Olamazsın da...


BIZ AYRILMALIYIZ.


Ayrılırsak ikimiz için de en hayırlısı olacak.’ Genç kız şaşırmıştı

’Neden ama? Ben seni seviyorum. Senin de beni sevdiğini sanıyordum.’

Genç adam iç çekerek ’Hayır canim sen beni sevdiğini sanıyorsun.




Eğer beni sevseydin simdi başka şeyler konuşuyor olurduk’ dedi.


Genç kızın gözleri yaşarmıştı. Genç adam cebinden çıkarttığı mendili

uzattı genç kız gözyaşlarını silerek




’Sen bilirsin umarım beni bir başkası için bırakmıyorsundur...’ dedi.





Genç adam ’Nasıl böyle bir şey düşünürsün senden başka kimse olmadı ve

uzun zaman da olacağını sanmıyorum’ yanıtını verdi.




Genç adam ve genç kız iki sevgili olarak oturdukları masada Artık iki

yabancıydılar.




Birkaç dakika sessizce oturduktan sonra Genç kız ’Kalkalım istersen’

dedi.




Genç adam ’Ben biraz daha burada kalmak istiyorum istersen sen

kalkabilirsin’ diye yanıtladı.




Genç kız ’Tamam o zaman sana mutluluklar dilerim’ diyerek elini uzattı.

Genç kızın sesi ve eli titriyordu. Genç adam




’İstersen arkadaş kalabiliriz’ dedi ve birbirlerine son kez sarıldılar.





’BEN DOGRU YAPTIM..."


Genç adam doğru yaptığına inanıyordu.


Eve döndüğünde yürümekten bitap bir haldeydi.


Odasına girdi.


Gece bitmek bilmiyordu.


Sabah erken kalkıp ise gidecekti uyumalıydı.


Birkaç saat sonra uykuya dalmayı başardı.


Sabah 7’de saatin ziliyle uyandı.


Evden çıkacağı zaman cep telefonuna baktı mesaj ve 10 cevapsız arama

vardı.




Yorgun olduğu için Duymamıştı telefonun sesini. Aramalar ve mesaj

sevgilisindendi. Heyecanla mesajı




açtı şunlar yazıyordu:


SADECE ONLARI SEVMEYI SEVDIM


HEPSINI ONLARSIZ YASADIM DA


BIR SENI SENSIZ YASAYAMIYORUM


BU ASKI TEK KALPTE TASIYAMIYORUM


SANA YEMIN HERŞEYİM

BIR TEK SENI SEVDIM


VE SENI SEVEREK ÖLECEGIM


ELVEDA BIRTANEM...


Genç adam şaşırmıştı.


Onu tanıdığı günden beri ilk defa şiir alıyordu ve üstelik sabahın

besinde yazmıştı.




Heyecanla onu aradı telefonu Yabancı bir ses açtı.


Genç adam ’’Nalan’ la görüşebilir miyim?’’Dedi.


Ama karşısındaki ağlıyordu hıçkıra hıçkıra hem de...


’Ben onun annesiyim yavrum kızım bu sabah intihar etti.


Gece sabaha kadar birilerini arayıp durdu.


Sabah odasının ışığını sönmemiş görünce girdim. Yavrum kendini

asmıştı....’




YIGILIP KALDI...


Genç adam beyninden vurulmuşa döndü.


Bir gün önceki mide ağrısının İki katini çekiyordu simdi.


Olduğu yerde yığılıp kaldı...


Birkaç ay sonra iki doktor konuşuyordu hastanede.


Doktorlardan biri diğerine karsıdaki hastanın durumunu soruyordu.

Doktor yanıt verdi...’Haaa o mu? Üç ay önce




getirdiler. Kendisi yüzünden bir kız intihar etmiş.


O günden sonra cep telefonunu elinden hiç bırakmamış.


Devamlı bir şeyler yazıp birine yolluyor.


Geçenlerde merak ettim.


O uyurken gönderdiği numarayı aradım.


Numara 3 ay önce iptal edilmiş.


Gelen mesajlarda bir şiir var.


Bu adam duygusal mi bilmem ama benim anladığım Kadarıyla


şiiri yazan çok duygusal biriymiş




.

Itri

Itri
HİPERAKTİF ÜYELERİMİZ DEN
HİPERAKTİF ÜYELERİMİZ DEN

Bu ilşki baştan yanlış kurulmuş bence. O ana kadar birbirlerini iyice tanımaları lazımdı.

Ve hikayade -bence- eksik olan bir şey var: O taş kalpli hissiz kız bu ayrılığı o kadar kafasına takmaması gerekiyordu. Duygusal olmayan birinin sonra hemen duygulanması, şiirler yazması aynı Türk filimleri gibi acitasyon yüklü.

İntiharın bu kadar erken gelmeside biraz tuhaf.
Bu hikayenin yazarını bilseydim daha söyleyecek şeylerim olabilirdi,ama bu kadar.

Bu eleştirileri sakın üzerine alınma Aybüke. Sonuçta "hüzünlü" bir hikaye paylaşmıssın bizimle teşekkür ederim.

Benzer ama gerçek bir hayat hikayesi için (ve gayet güzel de.)

NEVA..... ILGIN OLUT. Doğan yayıncılık

kitabını şiddetle tavsiye ederim.

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz