Takvimden yapraklar.

( Evlerimizde takvimlerimiz vardır, benimde var. O günlük tavim kağıtlarında öyle bilgiler varki bazen saklamanız gerekiyor. Bende şu an bir tanesini, yeri geldikçe diğerlerini sizlerle paylaşmak isterim.)

FARKINDAMIYIZ?

_ Malımız arttı, keyfimiz azaldı.
_ Daha büyük evlerde ama daha küçük ailelerle yaşıyoruz.
_ Konforumuz arttı, teknoloji gelişti ama zamanımız daraldı.
_ Diplomamız yükseldi ama sağduyumuz azaldı.
_ Uzmanlar arttı, sorunlar çoğaldı.
_ İlaçlar arttı ama hastalıklar çoğaldı.
_ Çok harcıyoruz ama az sadaka veriyoruz.
_ Az kitap okuyoruz, çok televizyon izliyoruz.
_ Çok iltifat ediyoruz ama az seviyoruz.
_ Para kazanmayı öğrendik ama yuva kurmayı ve sürdürmeyi öğrenemedik.
_ Aya ayak bastık ama komşumuzun kapısını çalamadık.

( Liste aklımızı kullanarak daha sürdürülebilir. Sizde de böyle dikkat çekici tavim biligileri varsa katkı yapabilirsiniz.)

(Takvimden de bugün olaylara baktığımız yönün önemli olduğunu anlatan bir fıkra çıktı.Fıkra bizden,yani Nasrettin hoca'dan)

Birgün tek gözlü evde oturan bir adam halinden Hoca'ya şikayet eder.Hoca adama eşeğini de evin içine almasını ve haftaya kendisine gelmesini söyler. Ertesi hafta gelen adam:
_ Bir haftada canıma tak etti Hocam, der. Hoca eşeği evden çıkarmasını ve haftaya tekrar gelmesini söyler.
Adam hafta sonu gelerek;
_ Allah senden razı olsun hocam, sanki dünyaya yeniden gelmiş gibi oldum, der.

Dolayısı ile sahip olduğumuz zenginliklerin farkına varıp şükretmeliyiz.vara yoğa şikayet edip hayıflanmamalıyız dersini çıkardım hocam fıkradan.teşekkürler devamı gelsin lütfen.

beterin beteri var da denilebilir.teşekkürler hocam..

BUGÜNKİ TAKVİMİMİZDE YEMEK ADABI ANLATILIYOR.

Yemeklerin başında "besmele" okunmalı, sonunda da "elhamdülillah" demelidir. Yemeğin başında besmele unutulursa, hatırlanınca "bismillahi ala evvelihi ve ahirihi" denilmelidir.

Yemeğe başlarken, besmeleyi sofra başında bulunanların işitibileceği şekilde okumalıdır. Bu uyarma ve hatırlatma olur.

Ekmek parçalarına hürmet etmeli, bunların üzerine bir eşya koymamalı, bunlara parmakları, ağzı ve bıçakları silip atmamalıdır. Yemekler pek sıcak olarak yenmemelidir. Yemeklere ve sulara üflenmemelidir. Bunları yapmak edebe aykırıdır.

Yemek yerken konuşulmaması mekruhtur. Yemek yerken iyi kimselerin hallerini anlatmalıdır. Güzel bir şekilde konuşmalıdır. Hele misafirlerin yanında ev sahibinin susması doğru değildir. Ev sahibi misafirlerin yanından ayrılmamalı, bizzat onlara hizmet etmelidir. Yemek arasında ısrar etmeksizin "buyrunuz" demekle yetinmelidir. Böyle davranmak müstehabtır.

Ev sahibi, misafirlere ağırlık verecek olan kimseleri, misafirlerle beraber bulundurmamalıdır. Misafirlerde ev sahibinin rızası alınmadıkça başkalarını beraberlerinde davete getirmemelidirler. Ziyafetten sonra ev sahibinden izin istemeden ve "Allah'a ısmarladık, Allah'a emanet olunuz" gibi sözler söylemeden çıkıp gitmemelidirler.

GÜNÜN SÖZÜ: "Helal kazanmak başlı başına bir ibadettir." Gavs-ı Sani (k.s.)

Hocam teşekkürler.yemekte konuşulmaması değil konuşulması mekruhtur demek istediniz sanırım.(bu da benim yazılarınızı ne kadar dikkatli okuduğumu gösterir)birde mekruh olsun müstahab olsun.farsi,arabi veya osmanlıca kelimeleri parantez içine alıp günümüz türkçesiyle anlamlarını verirsek hem yazıyı okuyan gençleri usandırmaz hemde daha anlaşılır oluruz diye düşünüyorum.selamlar.

Süleyman hocam. Konu adı üzerinde "takvimden yapraklar" yani kendi görüşüm değil, takvimde yazılanların aynısını yazıyorum. Sadece hangisini yazacağıma ben karar veriyorum.

Mekruh olan yere gelince kaynağa baktım, doğru yazmışım. Zaten mantıkda onu söyler: Siz misafirlerinizle sofraya oturacaksınız -konuşmayın mekruh" denecek ve büyük sessizlik içinde yemek bitecek. Olmaz dinimiz mantıklı bir din. Belki boş şeyler konuşmak, insanı nimetleri veren hakkında düşünmekten alıkoyacak bir şekilde devamlı (hani vır vır derler ya) konuşmak belki o mekruh olabilir. zaten orada da iyi kimselerin halleri anlatılmalı dır diyor.

Bilinemiyecek kelimelere dikkat ederim. Mesela mekruh: Haram olmayan, ama dinimizin, peygamberimizin hoş görmediği söz ve davranışlardır, diyebiliriz. İnsanın devamlı kullandığı bir dil varsa bunun anlaşılamıyacağını düşünemiyor. Benim farketmediğim, ama sizin farkettiğiniz bir şeyler olursa söyleyin, geçte olsa düzeltiriz.
Selamlar.

Adamın biri İbrahim b.Ethem'den nasihat istedi. O'na
-Mezarda münker ve nekir ismindeki iki melek, sual için geldiklerinde onları kov, seni imtihan etmesinler dedi.
Adam,
-Buna imkan yoktur dedi.
İbrahim b. Ethem buyurdular ki:
--Öyle ise şimdiden onlara yaşantınla cevap hazırlamaya çalış dedi.
Doğru değilmi arkadaşlar??

Sadık hocam, bu sitede yaptığınız yorumlardan ve vermiş olduğunuz bilgilerden dolayı teşekkür ediyorum.Yine bazıları alınabilir ama; Mekruh, müstehab, mübah gibi kelimelerin ne manaya geldiğini bilmeyen gençlerimiz varsa bu bizim ayıbımız değil mi?
Hani bir zamanlar, fesad yuvası, yalanın, iftiranın kol gezdiği sözde eğitim kurumları vardı ya! (öyle tanıtılıyordu bu eğitim yuvaları bazıları tarafından) İşte bu anlamını bilemediğiniz mübah, mekruh, sünnet, haram, helal mefhumlarını öğretiyorlardı oralarda.Biz ne öğrendi isek o ilim ve irfan yuvalarında öğrendik.Bizlere bu bilgi ve dini terimleri öğreten hocalarımızdan ve bazıları sokaklarda oynarken bizleri bu yerlere gönderen anne ve babalarımızdan Allah nazı olsun.
Sadık hocam, sizlerden ricam şu ki; vaktiniz oldukça bu siteden her defasında bir başka konu olmak üzere en azından bir ayet ve hadis (bazıları anlayamayabilir. Ayet: Kur'an-ı Kerimin bizlere hitaben söylediği, söz, nasihat ve emirler. Hadis: Peygamber efendimizin mübaret ağızlarından dökülen, hal ve hareketleri ile bizlere yapılmasını veya yapılmamasını tavsiyede bulunduğu, emrettiği ve yasakladığı şeyler) manası verilerek biz müslüman kardeşlerinizi aydınlatmanız.Teşekkürler...

İBRAHİM HAKKI' DAN NASİHATLER

Kurtuluş doğrulıktadır.Ey aziz, konuşursan doğru konuş.Doğruluk keramettir. Yalan aşağılıktır. Yalancı ve hileci şeytandır,ama görünüşte insandır. Yalan söyleyen kimseden hayır umulmaz.

Boş laflar ve şakalar zarara yol açar; ömrü boşa geçirmektir. Gıybet (kişinin ardından konuşma) ve koğuculuktan (laf getirip götürme) sakınki bunlar insanı halktan ve HAK tan uzak ederler.

Dil insanın terazisidir, alim ve cahili ayırıcıdır. Mümin insaf etmeyene insafla gider. Ahlakı güzel olan yumuşak söyler. Çok selam ve tatlı dil sevgiye sebebtir.Büyüklerin yolu güzel sözlü olmak ve açık selam vermektir. Dili tatlı olanın dostu çok olur.

Özür dileyenin özrünü kabul et. Sana eziyet edeni affedip tatlı ve yumuşak söyle. Elinden geldiği kadar kusurları affet, ayıpları görmezden gel. Af ihsanların en güzelidir.

İyilik yapanla kötülük yapanı bir tutma. İyilik edeni dua dan unutma. İyiliği unutup kusuru saklayan, dost değil düşmandır.
NE DERSİNİZ ARKADAŞLAR? BÜYÜK İNSAN KOLAYCA OLUNMUYOR VE BU SÖZLERDE ÖYLESİNE UYDURULAN SÖZLER DEĞİL.TECRÜBE KOKAN İNANÇ OLAN YAŞANMIŞ SÖZLER. ALLAH ONDAN RAZI OLSUN,AMİN.

ARKADAŞLIK İLİŞKİSİ

Eğer arkadaşın senden özür dilerse, kabul edeceksin. Bir kusurunu görünce, yetmiş şekide onu yorumlayıp onu temize çıkaracaksın. Yine kalbin tatmin olmazsa -Sen ne katı yüreklisin, kardeşin sana yetmiş mazeret buldu. Sen hala kusur arıyorsun, diyerek kendini suçlayacaksın.

-Arkadaşınla tartışma, ona-buna onun halini sorma. Belki düşman birine rastlarsında onun hakkında yanlış bir şey söyleyip aranızın açılmasına sebeb olabilir.(Ebu Nuaym)

Ona karşı vefalı olacaksın. Vefa demek, ihtiyaç halinde ona yardım etmektir. Arkadaşın kusurlarını görmemek vefadandır. Arkadaşın dindeki ihtiyacı, maldaki ihtiyacından daha çoktur. Çocuğumuz bir günah işlerse onu hemen terketmeyiz. Arkadaşı da hatasından dolayı terketmek uygun olmaz.

( Arkadaşlar. Takvim yaprakları benim tembelliğimle birleşiverince epey birikti. Kusura kalmayın)
AZ VE ÇOK YAPILAN İŞLER.

Peygamber efendimiz (sav) Hadis-i Şeriflerde şöyle buyurmuştur:
- İyilik çoktur, yapan azdır.
- Susmak hikmettir, susan azdır.
- Malını hayra harcayıp kurtulacak olan zenginler az dır.

Hikmet ehli dedilerki:
- Halk çok amelle meşgul olurken sen az da olsa iyi, güzel amelle meşgul ol.
- Halk nafile ibadetleri yaparken sen farzları yapmaya çalış.
- Herkez dışını süslerken sen içini,kalbini süsle.
- Herkez başkasının ayıbını araştırırken, sen kendi ayıplarınla meşgul ol.
- Herkez dünyadaki faydasız şeyleri imar ederken, sen ahiretini imar et.
- Herkez insanlara yaranmaya çalışırken sen Allah'ın rızasını kazanmaya çalış.
- Herkez fanilerle dost olurken sen baki olan Allah ile dost ol.
- Herkez birşeylere güvenirken, sen yalnız Allah'a güven.
- Herkez nefsini beğenirken sen kötülemeye çalış.
- Herkez mal toplarken sen cömert ol.

(Bu kulvarı epey boş bıraktık. Bir çok güzel bilgilerde kaynayıpta gitti.)

MİSAFİRİN VAZİFESİ.

Misafirin gözetmesi gereken edeplerden bazıları şunlardır:

-- Davete geç kalmamalı, erken de gidilmemelidir. Sırf yamak için değil, ev sahibini memnun etmek için gittiği belli olmalıdır.

Atalarımız ne demişler:
Gönül ne çay ister,ne kahvehane
Gönül sohbet ister, kahve bahane.

-- Misafir sağına soluna bakmamalı, sıkıntı vermekten çekinmelidir.Ev sahibinden izinsiz bir başka misafire bir şey ikram etmemelidir. Ev sahibinin gösterdiği yere oturmalı,ev sahibi teklif etmeden imam olmamalıdır. Hadis-i Şeriflerde buyurulduki:
-Misafir olan kimse, ev sahibine imam olmasın.

-- Sofraya edepli bir şekilde oturmalı ve bu edebi sonuna kadar muhafaza etmeye çalışmalıdır. Yine Efendimiz (sav) buyurdularki:
-Yemek yerken yaslanmam. Ben Allah'ın kuluyum;kul nasıl yerse öyle yer, öyle otururum.

Son tavsiye de benden ama ev sahiplerine:

-- evde misafir varken sakın sohbetleri öldüren TV yi açmayınız. Tv kapalı olursa öyle güzel sohbetler oluyorki. Yoksa TV den birbirimizle doğrudürüst konuşamadan misafirlik bitiyor.

CENNETTEKİ NİMETLER

( Hemen söyleyelimki Cennetteki nimetler sayılmayacak kadar çoktur. Burada sadece bir takvim yaprağının alacağı kadar yazılmış)

Yüce Allah kullarına cennette pek çok nimet hazırlamıştır. Onlardan birkaçı şöyledir:

Manzara hayranları için "Altlarından nehirler akan cennetler" (talak 65\11)

Giyimi kuşamı sevenler için "Cennetki elbiseleri ipektir" (Hac 22\23)

Ziyneti (süsü) sevenler için "Orada altın bilezikler takarlar" (Keff 18\31)

Et gibi yiyecekleri sevenler için "İstedikleri cinsten kuş etleri" (Vakıa 56\21)

İçecekleri, sütleri, temiz şerbetleri sevenler için "Cennette temiz su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları,içenlere zevk veren içecek ırmakları,süzme bal ırmakları vardır:( Muhammed 47\15)

"Tertemiz şarap ( Arapçada içilen şey anlamındadır) içerler.(İnsan 76\21) Kur'an-ı kerimde cennet ehline verilecek "tertemiz şarap"tan maksat temiz bir içecektir. Alkaollü olan şarab ile bir alakası yoktur.

Hizmet edilmesinden hoşlananlar için "çeşitli hizmetçiler onların etrafında dururlar. (Onlara hiç itiraz etmeyen hizmetçiler vardır) (Tur 52\24)

Meyveleri sevenler için "Canlarının istediği meyveler vardır. (Mürselat 77\42)



(Bu kadar güzel sözlerden sonra birde Cehennemi anlatıp ta ağzınızın tadını- keyfinizi bozmayalım isterseniz.)

teşekkürler sadık hocam.ellerine sağlık.

MİSAFİRİN VAZİFESİ NEDİR? 2

Misafir, arzu ettiği şeyleri istememeli,gelen ile yetinmelidir.

Eğer ev sahibi, birkaç yemek ismi sayıp, "hangisini hazırlayayım?" diye sorarsa, külfetten uzak, sıkıntıya sokmayacak şekilde daima kolay,ucuz ve zahnetsiz olanını tercih etmelidir. Peygamber efendimiz (sav) serbest bırakıldığı iki şeyden, daima hafifini, kolay olanını tercih ederdi.(Buhari)

Atalarımız,"Misafir umduğunu değil,bulduğunu yer" demiştir.

Ekmeğe hürmet gerekir. İnsanı ayakta tutan ve ibadet etmeye imkan veren her yemek berekettir, onu beğenmemek doğru olmaz. Sadece ekmekle sirke bile verilse küçümsenmemelidir.Peygamberimiz (sav):

"Bir evde ekmeğe katık olarak sirke varsa, bu ev yoksul sayılmaz" (Tirmizi)
" Ya Rabbi, sirkeye bereket ver. Sirke, ne güzel nimettir. Benden önceki enbiyanın katğıda sirke idi.Sirke olan, başka katığa ihtiyacı yoktur." (ibn Mace)
(Ne sirkesi? Hangimizin evinde sadece sirke kalacak kadar fakiriz?)

Ev sahibinin hoşuna gitmeyecek hareketlerde bulunmamalı, çirkin hareket ve sözlerden uzak durmalıdır.

eyvallah..sağolasın hocam..
bu kadar bolluğun içinde açlık,fakirlik var deniyorsa ve doyuma ulaşamıyorsak ve ulaşacağımızda yok zaten.. bu nedir..biraz durup düşünmek lazım...
o zaman ``şu gerçek`` ortaya çıkmazmı..hocam.

``manevi açlık``.. ve ulaştığı uzaklık..

İMAM-I RABBANİ' DEN ÖĞÜTLER.

"Ey oğlum! Bugün, her istediğini kolayca yapabilecek bir haldesin. Gençliğin, sıhhatın, gücün,kuvvetin, malın ve rahatlığın bir arada bulunduğu bir zamandasın. Yarar işler yapmayı niçin yarına bırakıyorsun?

İnsan önrünün en iyi zamanı olan gençlik günlerinde, işlerin en iyisi ve faydalısı, Yaratan'ın emirlerini yapmaya çalışmalısın.

Beş vakit namazı cemaat ile kılmayı elden kaçırmamalısın. Allah-Ü Teala çok merhametli olduğu, kullarına çok acıdığı için, yirmidört saat içinde ibedete, yalnız beş vakit ayırmış, ticaret eşyasından ve çayırda otlayan dört ayaklı hayvanlardan ancak kırkta birini fakirlere vermeyi emir buyurmuştur.Birkaç şeyi haram edip, çok şeyi helal etmiş, izin vermiştir.

O halde yirmidört saatte bir saat tutmayan bir zamanı, Allah-ü Teala'nın emrini yapmak için ayırmamak ve zengin olupta malın kırkta birini müslümanların fakirlerine vermemek ve sayılamıyacak kadar çok olan, helal ları bırakıp ta haram ve şüpheli olana uzanmak, ne büyük bir inat ve ne derece insafsızlık olur.

ŞİİR

Evvel sende yücelerden uçardın.
Şimdi enginlere indin mi gönül?
Derya deniz, dağ-taş demez geçerdin,
Karadan enzilin aldın mı gönül?
KARACAOĞLAN

NOT: "enzilin" sözü ne anlama gelir bilemedim. İnternet sözlükte aradım bulamadım Bilen varsa yazabilir.

ŞEYH SADİ ŞİRAZİ' DEN ALTIN ÖĞÜTLER

Hak Teala'nın lutuf ve ihsan buyurduğu bahta ve rızka kanaat etmeyen kimse Rabb'ini bilmemiş ve O'na itaat etmemiş olur.Ey bir yerde durmayan, sebat etmeyen, rızık için didinip duran, koşan kişi! Sakin ol, yuvarlanan taş üzerinde ot bitmez.

Ey iyi insan!Bir insanın iki şeyi dostlarına haramdır: Biri, onuun malını haksız yere alarak yemek; diğeri, arkasından iyi olmayan bir şekilde konuşmaktır. Biri senin yanında başkasının aleyhinde konuşuyorsa,zannetmeki başkasının yanında seni metheder. Benim nazarımda bu dünyada en akıllı insan, kendisiyle meşgul olup, başkalarından gafil olandır. (Kendi hatasıyla uğraşır da başkasının hatasıyla uğraşmaz.)

Ey laf taşıyıcı! Düşmanım bile yüzüme karşı kötü bir şey söylemiyor. Sen ondan daha büyük düşman olmasan, onun arkamdan söylediğini, gelip te yüzüme karşı söylermisin? Söz taşıyan, eski düşmanlıkları yeniler, kinleri tazeler. En yumuşak insanları bile çileden çıkarır.

Küçük takvim yapraklarını önemdemiyoruz, ama bakın neler öğreniyoruz neler. Teşekkür edrim hocam.

Bu arada; Karacaoğlan'ın şiirirndeki o kelimeye baktım, manasını bende bulamadım.

sayın hocam takvimden yapraklar site için gerçekten güzel bir güncellik aslın da.üyelerimiz,bu gün veya bu hafta takvim den yapraklar da ne var acaba diye bir bilgilen me söz konusu olabilir.eline yüreğine emeğine sağlık.

İYİ ARKADAŞ

Rasülüllah (sav) buyurdularki:

"İyi arkadaşla kötü arkadaşın misali, misk taşıyanla körük çeken insanlar gibidir. Misk sahibi ya sana kokusundan verir veya sen ondan satın alırsın. Körük çekene gelince ya elbiseni yakar veyahut da sen onun pis kokusunu alırsın" (Buhari)

"Sadece müminle arkadaşlık et. Senin yemeğini müttaki olan yesin." (Tirmizi)

Müminden başkası arkadaş olamaz. Yani her müminle konuşmak, diğer beşeri münasebetler, ziyaretler, selamlaşmalar vb. caizdir.(Yani yapılabiilir) Ama evine davet edip yemek yedirecek kadar ileri seviyeye götürülecek bir arkadaşta ahlak aranmalıdır. Bir başka deyişle ahlaklı olmayan gevşek bir müminle arkadaşlık, yemeğe çağrılacak kadar ileri gitmemelidir.

Gerçekten de
arkadaş vardır, selamlaşılır;
arkadaş vardır, sokakta beraber gezilir;
arkadaş vardır, çayhanede oturulup çay içilir;
arkadaş vardır, evde bile beraber oturulabilir;
arkadaş vardır, zaman zaman evlerde yemek yenir.

NE KADAR DOĞRU, PEYGAMBERİMİZ (SAV) HAYATIN TAM ORTASINDAN KONUŞUYOR.

sağolasın hocam.takvim yapraların da ki bu güzel yazıları paylaştığın için.eline sağlık.emek çekip yazdığın için.

DEĞERLENDİRME

Evet "takvimden yapraklar" da yolun soluna geldik. Yılın yarısından başlayan bu süreçte sizinle birşeyler paylaştık. Aslında daha fazla paylaşım olabilirdi. Bu biraz benim tembelliğimden oldu. Nice değerli bilgileri not edemedim. Aslında siz değerli üyelerde takvimlerinizdeki bilgileri paylaşmak suretiyle daha içeriği bol bir paylaşım sunabilirdik.İnşaallah gelecek sene bu tip paylaşımlar olur.

Yazıyoruzda acaba okuyan varmı? dediğimizde zannederim okunuyordu. Çünki görüntülenme sayısı hayli yüksek. Bu uygulamanın beğeni topladığını düşünerek inşaallah seneye de devam edeceğiz. Sitede paylaşım gayet azaldı ise de sizdende benzer konuda paylaşım bekliyorum. Sizde evinizdeki takvimlerden paylaşmaya değer bilgileri kaybolmama adına paylaşmanızı bekliyorum.

Bu arada yeni yıl kutlaması BİZE AİT bir gelenek kültür olmadığı için yeni yılınızı kutlamıyacağım. Derimki: Allah her zaman sağlık, sıhhat ihsan etsin hepimize. Günlerimizi razı olduğu şekilde geçirmek nasip eylesin. Yarın utanacağımız bazı hallerdende bizi korusun, diyorum.

Teşekkür ederim.

sadık takvimlerdeki bilgileri paylaşmak veya okuma alışkanlığı kazanmak ve bu alışkanlığı yeni nesile aktarmak gayet güzel bir şey.

Teşekkür etmekle beraber sendende benzer katkıyı beklerim, önümüzdeki yılda.

Bu arada Profiline bir resim koysan artık. Yakışıklılığını sadece özel idare de gösterme.