netteki eviniz......
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
netteki eviniz......

kasabamız, sosyal, kültür ve siyaset


Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

türk milleti dolmuşa biniyor yaa

4 posters

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1türk milleti dolmuşa biniyor yaa Empty türk milleti dolmuşa biniyor yaa Ptsi Ağus. 02, 2010 9:21 am

reis

reis
AKTİF ÜYELERİMİZDEN
AKTİF ÜYELERİMİZDEN

şimdi arkadaşlarım.alıntılarar yaparak paylaşım yapmak pek hoşuma gitmiyor.lakin alıntılara da kendimiz ce ifade katmak daha güzle oluyor.şimdi ben sizler le şu haberi paylaşmak istiyorum.takvim gazetesinden emin pazarcının yazısı.
ya şimdi soruyorum aşağıdaki yayınlıyacağım yazırlar gerçekse.12 eylül 1980 den bu yana bu siyasler ne halt ettiler de bu insanlık dışı eylemlerin hesabını sormadılar.ak parti çok demokrattı ne diye koskoca 7 yıl bekledi,şimdi anayasa değişikliği olacağı zamanı bekledi referandum oluncamı bu 12 eylül 1980 da yapılanlar veya hayel ürünleri ortaya çıkıyor gerçekten anlamak zor.bu kadar edepsizlikler yapıldı ise 20 senedir bu siyasiler ne işe yararlar. veya bu işkenceleri yapanlar acaba başka milletten mi geldiler de bu kadar acımasız oldular.yoksa maksatlı bir şekilde evet,hayır oylaması arafesinde bazılarının veya insanların duygularımı sömürülmek isteniyor...yazı aşağıda okuyunca tüyleriniz diken diken olacağı kesin...




Emin Pazarcı 12 Eylül zindanlarındaki işkenceyi yazdı. Muhsin Yazıcıoğlu ile Yılmaz Durak, 26 gün çırılçıplak asılı tutuldu. Cinsel organlarına elektrik verildi. Yaşar Okuyan'a göre 'Bazı ülkücü liderlerin ırzına bile geçtiler'





Takvim gazetesinden Emin Pazarcı'nın "12 Eylül zindanları" yazı dizisi devam ediyor. Dizinin bugünkü bölümünde 26 gün çırılçıplak asılı tutulan Yazıcıoğlu ile Yılmaz Durak'ın Mamak'ta yaşadıkları vahşet vardı. Yıllar sonra Yaşar Okuyan yaşananları 'Bazı ülkücü liderlerin ırzına bile geçtiler' diye anlatacaktı
BAZI ÜLKÜCÜ LİDERLERİN IRZINA GEÇTİLER
12 Eylül Darbesi yapılmış ve işkenceciler gemi iyice azıya almıştı. İşkencelerde uygulanan metotlar artık çığırından çıkmıştı. Öylesine iğrençlikler sergileniyordu ki, dayanılır gibi değildi. Aradan yıllar geçtikten sonra, darbe öncesi MHP'nin Genel Sekreter Yardımcılığı makamında bulunan Yaşar Okuyan, yaşananları, "Ülkücü Hareket'in bazı liderlerinin ırzına bile geçtiler" sözleriyle özetleyecekti.
Mamak Askeri Cezaevi'nin C-5 adı verilen bölümünde sergilenenler, kelimenin tam anlamı ile insanlık dışıydı. Burada bir yandan işkence, diğer taraftan sorgu yapılıyordu. Sorgu ekibinin başında ise MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'nın savcısı Hava Hakim Albay Nurettin Soyer vardı.
Dayaktan etkilenene dayak atılıyordu. Erkeklik organından elektrik verilmesinden rahatsız olanlara defalarca elektrik veriliyordu. Bazıları Filistin Askısı'na asılıyordu. Bazıları da çırılçıplak soyulduğunda çözülüyordu. Utanma duygusu yüzünden morali bozulduğu tespit edilenler, bütün sorgu boyunca çıplak tutuluyordu.
İRADE DIŞI ÇIĞLIK ATIYORDU
Bütün bunlar, C-5'te yaşanan olağan olaylardı. Orada çok daha iğrenç ve kelimenin tam anlamı ile insanlık dışı metotlar uygulanıyordu. O günlerde, gözaltına alınan bazı gençlerin aileleri de C-5'e getiriliyordu. Anneleri, karıları ve kızları da işkenceye alınıyor, çırılçıplak soyuluyordu.
İşkenceciler, bütün bunları yaparken gözaltındaki gence soruyorlardı:
-Haydi, şimdi de konuşma da görelim!
O dönemde, C-5'e getirilen arasında, daha sonra idam edilen Ali Bülent Orkan'ın ailesi de vardı. Yıllar sonra Hürriyet Gazetesi'nde İsa Armağan'ın ailesine de C-5'te işkence yapıldığı yazılmıştı.
Tekmeli, tokatlı, elektrikli ve askılı işkence aşamasından geçen ülkücüler, A Blok'taki "Kafes"e konuluyordu. Burada da manevi işkence uygulanıyordu. "Kafes" sirklerdeki aslan kafeslerinin benzeri bir yerdi. Burada oturmak, kalkmak, ayak değiştirmek, kıyafet düzeltmek, hatta oturuş şeklini bozmak bile izne tabiydi.
Herhangi bir ihtiyacı olanın yüksek sesle bağırması gerekiyordu:
- Komutanımmmmmm! "Komutanım" diye görevli askere sesleniliyordu. Kafes'te bütün erlerin adı "komutan", bütün gençlerin adı da "lan"dı.
Oraya giren emekli askerler bile görevli erlere "komutanım" diye hitap etmek zorundaydı.
Askeri yönetimin "komutan" olarak görevlendirdiği er cevap veriyordu:
- Söyle lan!
- Ayağımı değiştirebilir miyim komutanım?
- Kalk lan gel buraya. Elini uzat.
Elini uzatana kural olarak 5 adet cop vuruluyordu. Ardından "komutan" bağırmaya başlıyordu:
-Ne biçim izin isteme lan bu? Size öğretmedik mi? "Komutan" derken daha yüksek sesle bağıracaksın.
Tutuklu, tekrar yerine dönüp, avazı çıktığı kadar bağırıyordu:
- Komutanımmmmmm...
Bu sahne her gün onlarca defa tekrarlanıyordu.
MUHSİN YAZICIOĞLU DA C-5'TEYDİ
C-5'teki işkencelerden nasibini alan ve daha sonra kafese konulanlardan biri de Ülkü Ocakları Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'ydu.
İhtilalin ardından uzun süre kaçak olarak yaşayan Yacıcıoğlu, yakalanır yakalanmaz C-5'e götürüldü. Günlerce son derece ağır işkenceye tabi tutuldu.
Daha C-5'in kapısına geldiğinde, dört bir yandan tekme ve yumruklar yağmaya başladı.
Burada başı duvara çarptı ve akan kan boynundan aşağı doğru süzüldü. Küfürler ve hakaretler arasında koridorlardan geçirildi.
İşkenceciler hiç vakit kaybetmeden Yazıcıoğlu'nu bir tahta platformun üzerine yatırdılar. Hemen ayakkabısını çıkarıp, başparmağından elektrik vermeye başladılar:
- Türkmen Onur nerede?
Bize Mehmet Sakarya ve Ramiz Ongun'un yerini söyle...
Bu işlem işi yaramayınca, işkenceciler O'nu soymaya başladılar. Tam pantolonu çıkarılıyordu ki, Yazıcıoğlu bağırmaya başladı:
- Yapmayın, bunu yapmayın...
Bu tepkiyi vermekle hata ettiğini sonradan anladı.
ÇIRILÇIPLAK SOYUP İŞKENCE YAPTILAR
Soyulduğu zaman çok etkilendiğini gören işkenceciler, bu işlemi hep tekrarladılar. Tam 26 gün boyunca çırılçıplak soyup, işkence yaptılar.
Yazıcıoğlu'nu bir sandalyenin üzerine çıkarıp, T şeklindeki bir kalasa kollarından bağlıyorlardı. Kalas, tavandaki çengele asıldıktan sonra, altındaki sandalye çekiliyordu.
Havada sallanırken, çıplak vücudunun çeşitli yerlerinden elektrik veriliyordu. Acı dayanılır gibi değildi.
İşkenceciler manyetoya bastıklarında titreşimden bütün vücudu sallanıyordu. İç organlarının tamamı dışarı fırlayacakmış gibi oluyordu. Muhsin Yazıcıoğlu, irade dışı çığlıklar atıyordu. Bu işlemden geçen sadece Yazıcıoğlu değildi. C-5'in dört bir yanından çığlıklar yükseliyordu. '
ALLAHSIZ VİCDANSIZLAR...'
İstanbul Harbiye'de de bir işkence merkezi kurulmuş, bazı gençler de orada işkenceye tabi tutulmuştu. MHP ve Ülkücü Duruluşlar Davası'nda anlattıkları inanılır gibi değildi. Bir insanın aklının alamayacağı ölçüde işkenceye maruz kalmışlardı. 12 Eylül öncesi "Doğu'nun Başbuğu" lakabına sahip olan Yılma Durak, konuşmasını sürdürürken, bir ara hıçkırıklara boğuldu.
Duruşma Hakimi Kıdemli Binbaşı Vural Özenirler, araya girmek zorunda kaldı:
- Konuşamayacaksınız herhalde. Sağlığınız elvermiyorsa oturun. İsterseniz sorgunuzu erteleyelim.
Durak, hıçkırıklar arasında zor anlaşılır bir sesle cevap verdi:
- Hayır konuşacağım.
Durak, "konuşacağım" demesine rağmen, hıçkırıkları bir türlü dinmiyordu. İşkence altında yaşadıklarını bir türlü hazmedemiyor, kelimelere döküp, duruşma salonunda dile getiremiyordu.
Hıçkırıklarla ağlarken, Duruşma Hakimi bir defa daha araya girmek zorunda kaldı:
- Rahatsızsanız oturun, dinlenin. Sorguya daha sonra devam edelim.
Yine "hayır" cevabını veren Yılma Durak'ın dudaklarından hıçkırıklar arasında şu sözcükler döküldü:
- Bana işkence yapanlar, "Sen erkekliğinden oldun, ama seni zevkten mahrum etmeyeceğiz" dediler. Cop soktular.
Hıçkırıklar arasında söylenen bu sözler; herkesin tüylerini diken diken etmişti. Hakim heyeti bile şok olmuştu. Salonun dört bir yanından çığlıklar yükselmeye başladı.
Mahkeme salonu alabildiğine karıştı. Salonun arka tarafında bulunan dinleyiciler, ayağa kalkarak Mahkeme Heyeti'nin bulunduğu bölüme doğru yürümeye başladılar.
Durak'ın yakınları ise çığlık çığlığa bağırıyorlardı:
- Allahsızlar, vicdansızlar...
'KATİL EVREN'
Bahçelievler'deki MHP Genel Merkezi'nin altındaki bir dairede yaşayan partinin emektarı Hasan Kozan'ın oğlu Kadir'in akli dengesi yerinde değildi. Kadir, zaman zaman MHP Genel Merkezi'nin karşısındaki kaldırıma geçer, "Kahrolsun faşistler. Sizin hepinizi kesmek lazım" diye bağırırdı. Bazen de Emek civarındaki CHP'lilerden para alıp, MHP Genel Merkezi'ne CHP bayrağı asardı. Kadir, MHP içinde Alparslan Türkeş'ten çekinmeyen tek isimdi. Partiye girip çıkarken "Başbuğ Türkeş" diyerek yolunu keser, harçlık almadan da yol vermezdi.
Bazı durumlarda da karşısına geçip bağırırdı: -Faşist Türkeş, katil Türkeş... Katil, katil... Hızını alamayıp, Türkeş'in aracını taşladığı bile olurdu. Alparslan Türkeş ise, Kadir'in bu davranışları karşısında hiçbir rahatsızlık belirtisi göstermez, ya söylediklerini duymazlıktan gelir, ya da gülüp geçerdi. 12 Eylül İhtilali'nin ardından Kadir'in bütün düzeni bozuldu.
İhtilali yapan darbecilere kafayı taktı. Yöneticiler gözaltına alındığı, partiye kimse gelmediği için bunalımlı günler yaşıyordu. Artık kimseye "Faşistler, katiller" diye bağıramıyor, binayı güvenlik altına alan polis ve askerler de kendisine hiç iyi davranmıyordu. Bütün bu olup bitene çok kızan Kadir, ihtilalden birkaç gün sonra Çankaya Köşkü'ne gitti. Tepkisini ortaya koymak için de Cumhurbaşkanlığı'nın duvarına kocaman bir bozkurt resmi asıp bağırmaya başladı: - Katil Evren, katil Kenan Evren... Bir anda ortalık karıştı. Eğer polisin içinden kendisini tanıyanlar çıkıp, "Durun, o deli" diye bağırmasaydı, askerler anında tetiğe basacaktı. 12 Yönetimi'ne ve Kenan Evren'e, Çankaya Köşkü'nün önünde açıktan tavır alıp "katiller" diye bağıran tek kişi olan Kadir, ihtilalden bir yıl kadar sonra Sincan'da trenin altında kalıp, hayatını kaybetti.
TAKVİM

2türk milleti dolmuşa biniyor yaa Empty Geri: türk milleti dolmuşa biniyor yaa Ptsi Ağus. 02, 2010 10:30 pm

suleyman

suleyman
HİPERAKTİF ÜYELERİMİZ DEN
HİPERAKTİF ÜYELERİMİZ DEN

Takvim star sabah bugün gibi gazeteler yandaşlara satılarak,yada satılmak zorunda bırakılarak zaten gazete hüvviyetlerini kaybettiler.bir nevi slogan vari yayın yapıyorlar.ne dediklerinin bir önemi yok.
Lakin başta mustafa pehlivanoğlu(Rabbim gani gani rahmet eylesin) olmak üzere binlerce şehit veren bu çilekeş fikir birliği şimdilerde iğrenç bir oyunun parçası haline getirilerek kullanılıyor.birileri mamakta işkence görürken,etliye sütlüye karışmayan tuzu kuru birileri belediye takımlarında top koşturuyordu.ne kominizm gibi bir derdi vardı ne ezan ne vatan ne millet. hoş şimdi de de yokya.şimdi tu kaka yaptıkları 80 anayasasına da evet oyu vermişlerdi.bir insan bu kadar tutarsız bu kadar midesiz,bu kadar arsız olur.başka ne denebilir ki.bunlar çıkar ve koltuk için her şeyi kullanır ne allah tanırlar ne kitap.malum amerika diye bir ülke vardır.laf yeri geldiğinde hep denir,amerikanın dini imanı paradır diye.onlar paraya tapar diye.bunlarda o yolda hızla ilerliyorlar.kendilerine ihaleler,rantlar fakir fukaraya kömürler,mobilyalar.dur bakalım daha neler göreceğiz?Allah onları bildiği gibi yapsın.



En son suleyman tarafından Ptsi Ağus. 02, 2010 10:34 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi

3türk milleti dolmuşa biniyor yaa Empty Geri: türk milleti dolmuşa biniyor yaa Ptsi Ağus. 02, 2010 10:31 pm

rafetsarı

rafetsarı
EN AKTİF ÜYELERİMİZDEN
EN AKTİF ÜYELERİMİZDEN

sayın reis 32 kardeşim. daha o kadar karanlık bir tarihimiz varki gün geçtikçe daha neler var hep birlikte öğreneceğiz.yani bu milletten gizlenen çok şeyler var. ama inşaallah bizden saklanan tarihle yüzleşeceğiz...niye bu güne kaldı derseniz, benim fikrim güçlü,güvenir hale gelmek o kadar zordurki hemen yapılamaz.mesala kendimizden,esnaflardan örnek verirsek üç dört yılda esnaf olunamaz daha doğrusu kendine bile faydası çok azdır.dolayısıyla zaman çok önemlidir yıllar alabilir.işte onun için bazı şeyleri bilsenizde yapamazsınız,doğru adımlar için beklemek hazır olmak gerekir.ama sabır daha çok şeyler ortaya çıkacak ve hepimiz şaşıracağız tabiki sadece işkence,idam değil bu tarih. öyle zannediyorum Allah milletimizin yardımcısı olsun...

4türk milleti dolmuşa biniyor yaa Empty Geri: türk milleti dolmuşa biniyor yaa Ptsi Ağus. 02, 2010 10:35 pm

suleyman

suleyman
HİPERAKTİF ÜYELERİMİZ DEN
HİPERAKTİF ÜYELERİMİZ DEN

teşekkür ederim sayın reis32.selamlar.

5türk milleti dolmuşa biniyor yaa Empty Geri: türk milleti dolmuşa biniyor yaa Cuma Ağus. 06, 2010 11:17 am

davraz

davraz

Küçük bir düzeltme: 82 anayasasına millet severek isteyerek evet demedi. akan kanın durması gerekiyordu. Halkın önünde 2. bir alternatif mi vardı ki bu olmasın da şu olsundu. Özgürlüklerin kısıtlandığı demokrasi ve insan haklarının ayaklar altına alındığı dönemde insanlar için tek çözüm yolu olarak dayatılmıştı.. Ozaman kabul etti diye şimdi bu anayasanın her maddesini baş tacı edecek hali yok.. 12 eylül 2010 bunun ispat zamanı. Bakalım o anayasa seve seve mi yoksa zorbalıkla mı? nasıl kabul edilmiş bu anlaşılacak.. Seve seve kabul ettiyse bu halk %100 hayır vermesi gerekir.

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz