Sayın İbrahim gül ile bundan yaklaşık 20 yıl evvel bir araya geldiğimizde,kasabadaki kör gözüm parmağına hesabı peşin peşin verilen oyları,partizanlığı eleştirir,kasabadaki bir çok keyfi yasaklamaya video dan tutunda oyun yasağına kadar karşı çıkardık.elbette arada ufak tefek görüş ayrılıkları olurdu,ama genel hava bu olumsuz,durumun bir nesil sonra ancak düzeleceği şeklinde idi.bende o zamanlar iflah olmaz bir refah partili olarak yine aynı sertlikte ve yine aynı açık yüreklilikle düşündüklerimi söyler,fikirlerimi savunurdum.aradan çok zaman geçti,düşünce ve görüşler değişti,ben değiştim,düşüncelerim değişti,iyi de oldu,yarın belki şimdiki düşündüğümden farklı düşüneceğim.en çok sevdiğim özelliklerimden biridir.yeni bir düşünceye fikre kolayca ayak uydurabilmek.ama gel gör ki sayın İbrahim gül aynı yerde kalmış hiç ama hiç değişmemiş.normaldir değişmek zorunda değil ama garibime giden eleştirilerimi anlamaması,anlamak istememesi ve daha da garibi beni tanıyamadığını söylemesi.hatta verdiğim örnekleri bulek tutmadan,mal,davar gibi mecazi örnekleri sanki ben savlılara(dolayısı ile kendi kendime)mal davar demişim gibi çarpıtarak zorla anlam kayması yaratmaya çalışması beni üzüyor.sevgili avşarbeyi olsun sayın hocam sadık kıymık olsun İbrahim gül olsun üslubumun sertliğinden yakınıyorlar ve diyorlarki avşarbeyinin deyimi ile yıkıp yemiriyorsun.gerçek ise bambaşka arkadaşlar;kasabada şirk fiilline giren uygulamalar var.(bilerek veya bilmeyerek ama bilmemek mazeret değil)şirkin ne olduğunu tekrar etmenin bir anlamı yok burada.ne kadar ağır bir itham değimli?bundan bahsediyorum.imanın yarısı olan temizlikten bahsediyorum,küfürden,yalandan bahsediyorum peki ben bu kendimce gördüğüm yanlış ve hatalı uygulamaları hangi dili ve üslubu kullanarak dile getireceğim?örnek verirseniz sevinirim.
Çünkü başka türlü hangi dille nasıl anlatılır bilmiyorum.işin garibi küfür etmiyorum,iftira atmıyorum,yalan da demiyorum.ama hala sertlikten veya tanıyamıyor olmaktan şikayet ediyorsunuz.bende bunu anlamıyorum.
Sonra ,kasabamıza bakıyorum,hiç ama hiçbir sosyal faaliyet yok.ne belediye vasıtası ile ne iş adamları ne de dernek olarak hiçbir etkinlik düzenlenmiyor.insanoğluna iman lazım eyvallah çok ta önemli ve gerekli ona da eyvallah,ama bir insan gülmek eğlenmek,elektriğini boşaltmak,ruhunu şarj etmek te ister.hep somurt hep korkut hep hep hep hep öte dünya için korkut,bütün dikkatini oraya ver.olmaz ki.insanların psikolojisi bozuluyor ve yansıtıyor,ama küfürle,ama yalan dolanla,ama tembellikle vs.bakın kasabada şu aralar bir futbol turnuvası düzenleniyor 8 10 takım katılıyor her sene yani sayısı hayli yüksek gencimiz var.güzel bir etkinlik ve gençlere,oynayanlara seyredenlere çok iyi geliyor peki bu gençlerin sayısı kadar kız evlatlarımız yok mu?onlar ne yapıyor?nasıl deşarj oluyorlar acaba?onların gülmeye eğlenmeye hakları yok mu?hiç düşündünüz mü?bu örnekler çoğaltılabilir.vurun abalıya misali sürekli sertsin yanlış düşünüyorsun diyerek her yazdığımda bilgisayar başına oturup karşı çıkıyorsunuz. güzel de hiç mi haklı olduğum yanlar yok?inanamıyorum.neyse.
Birkaç cümle de referandum hakkında dolayısı ile yeni anayasa taslağı hakkında kurmak istiyorum.
Yasalar sürekli değişir değişmek zorunda hemde yaşayan canlı bir organizma olan toplumun fikir olarak,düşünce olarak önünde gitmek zorunda yasalar.gayet doğal ve olağan buna bir şey diyen yok.ama 12 eylülde halkoyuna sunulacak yeni temel yasa taslağını(anayasa)inceledim.ve kararımı verdim hayır diyeceğim.gerekirse burada gerekçelerini açıklarım.kimseye de şöyle deyin böyle deyin demedim.ama biri çıkmış benim evet oyu kullanma düşüncemi kıyasıya eleştiriyor.sorsam inceledin mi?yok.ne biliyorsun yok?12 eylül yargılanıyor peki 28 şubatın o buram buram terleten kararları nende yargılanmıyor? diye sorsam bu yasalar yargıyı bağımsızlaştırmanın aksine iktidar yanlısı yaptığını söylesem anlamaz.en iyisi susayım zaten susuyorum da garip olan bir durum daha var.benim gibi uzaktan merhabalaştığı birini bile yönlendirmeye çalışan bir arkadaş eşine kimbilir neler dayatıyordur.işte ben bu ve benzeri anti demokratik uygulamaları buralarda yazarken bu tür örnekleri göstermeye çalışıyorum.bu benim son uzun yazım.çünkü net ortamında uzun yazıların okunmama riski çok yüksek.elden geldiğince kısa kısa yazmaya çalışıyorum öyle de devam edeceğim fırsat buldukça.selamlar.
Çünkü başka türlü hangi dille nasıl anlatılır bilmiyorum.işin garibi küfür etmiyorum,iftira atmıyorum,yalan da demiyorum.ama hala sertlikten veya tanıyamıyor olmaktan şikayet ediyorsunuz.bende bunu anlamıyorum.
Sonra ,kasabamıza bakıyorum,hiç ama hiçbir sosyal faaliyet yok.ne belediye vasıtası ile ne iş adamları ne de dernek olarak hiçbir etkinlik düzenlenmiyor.insanoğluna iman lazım eyvallah çok ta önemli ve gerekli ona da eyvallah,ama bir insan gülmek eğlenmek,elektriğini boşaltmak,ruhunu şarj etmek te ister.hep somurt hep korkut hep hep hep hep öte dünya için korkut,bütün dikkatini oraya ver.olmaz ki.insanların psikolojisi bozuluyor ve yansıtıyor,ama küfürle,ama yalan dolanla,ama tembellikle vs.bakın kasabada şu aralar bir futbol turnuvası düzenleniyor 8 10 takım katılıyor her sene yani sayısı hayli yüksek gencimiz var.güzel bir etkinlik ve gençlere,oynayanlara seyredenlere çok iyi geliyor peki bu gençlerin sayısı kadar kız evlatlarımız yok mu?onlar ne yapıyor?nasıl deşarj oluyorlar acaba?onların gülmeye eğlenmeye hakları yok mu?hiç düşündünüz mü?bu örnekler çoğaltılabilir.vurun abalıya misali sürekli sertsin yanlış düşünüyorsun diyerek her yazdığımda bilgisayar başına oturup karşı çıkıyorsunuz. güzel de hiç mi haklı olduğum yanlar yok?inanamıyorum.neyse.
Birkaç cümle de referandum hakkında dolayısı ile yeni anayasa taslağı hakkında kurmak istiyorum.
Yasalar sürekli değişir değişmek zorunda hemde yaşayan canlı bir organizma olan toplumun fikir olarak,düşünce olarak önünde gitmek zorunda yasalar.gayet doğal ve olağan buna bir şey diyen yok.ama 12 eylülde halkoyuna sunulacak yeni temel yasa taslağını(anayasa)inceledim.ve kararımı verdim hayır diyeceğim.gerekirse burada gerekçelerini açıklarım.kimseye de şöyle deyin böyle deyin demedim.ama biri çıkmış benim evet oyu kullanma düşüncemi kıyasıya eleştiriyor.sorsam inceledin mi?yok.ne biliyorsun yok?12 eylül yargılanıyor peki 28 şubatın o buram buram terleten kararları nende yargılanmıyor? diye sorsam bu yasalar yargıyı bağımsızlaştırmanın aksine iktidar yanlısı yaptığını söylesem anlamaz.en iyisi susayım zaten susuyorum da garip olan bir durum daha var.benim gibi uzaktan merhabalaştığı birini bile yönlendirmeye çalışan bir arkadaş eşine kimbilir neler dayatıyordur.işte ben bu ve benzeri anti demokratik uygulamaları buralarda yazarken bu tür örnekleri göstermeye çalışıyorum.bu benim son uzun yazım.çünkü net ortamında uzun yazıların okunmama riski çok yüksek.elden geldiğince kısa kısa yazmaya çalışıyorum öyle de devam edeceğim fırsat buldukça.selamlar.